-->

2013/01/30

Nasihat verecek adama değil, örnek olacak adama ihtiyaç var.. Mevlâna Celâleddin-i Rûmî (k.s)

"Nasihat verecek adama değil, örnek olacak adama ihtiyaç var.." Mevlâna Celâleddin-i Rûmî (k.s)

Bana öyle bir insani sevdirki.. O insanın kalbinde ilk Sen olasın..! Ve ben o insanın kalbinde Seni bulayım..! Hz. Mevlana

Yüce Mevlam . . Bana öyle bir insani sevdirki.. O insanın kalbinde ilk Sen olasın..! Ve ben o insanın kalbinde Seni bulayım..! Hz. Mevlana

"Ey Güzel Allahım.. Küfre düşmekten, kul hakkı yemekten, Son nefeste imansız gitmekten sana sığınırız. Amin."

"Ey Güzel Allahım.. Küfre düşmekten, kul hakkı yemekten, Son nefeste imansız gitmekten sana sığınırız. Bizleri sana layık kul eyle. Amin."

"Kulluk, Hz. İbrahim gibi, ateşe atılırken gelen meleklere; Ateşi yaktıran benim halimi biliyor deyip, sizden talebim yok.."

"Kulluk, Hz. İbrahim gibi, ateşe atılırken gelen meleklere; Ateşi yaktıran benim halimi biliyor deyip, sizden talebim yok, diyerek, Cânı gönülden teslim olmaktı Alemlerin Rabbine.."

"RABBİM... Ellerini ellerime el edenlerin kalplerine; NAMAZ aşkı ver... [AMİN] ♥♥♥"

"RABBİM... Ellerini ellerime el edenlerin kalplerine; NAMAZ aşkı ver... [AMİN] ♥♥♥"

"Ya Rabbi !.. Damla kadarda olsa sevabım Lütfeyle de cennetini aç bana.. Şaşkında olsa aklım, Kerem eyle de..."

"Ya Rabbi !.. Damla kadarda olsa sevabım Lütfeyle de cennetini aç bana.. Şaşkında olsa aklım, Kerem eyle de... Sana gelen Yolları, Aç bana."

Gönlü hüzünlü olanın Dostu, ALLAH’tır.. Sami Yusuf.

Gönlü hüzünlü olanın Dostu, ALLAH’tır.. Sami Yusuf.

Kolun mu kırıldı? Üzülme; Belki Allah sana kanat verecek. Hz. Mevlana

Kolun mu kırıldı? Üzülme; Belki Allah sana kanat verecek. Hz. Mevlana

"Faturasız Tek Hat duadır. Bol bol konuşun, konuştukça kazanın..."

"Faturasız Tek Hat duadır. Bol bol konuşun, konuştukça kazanın..."

Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir… Hz. Mevlana

Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir… Hz. Mevlana

Rabbim, kalbimin kedersiz uçacağı bir gök ver bana.. Senai Demirci

Rabbim, kalbimin kedersiz uçacağı bir gök ver bana.. Senai Demirci

"Ve zaman usulca fısıldadı; Beni tersten oku ve gerekeni yap."

"Ve zaman usulca fısıldadı; Beni tersten oku ve gerekeni yap."

Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir.. Hz. Muhammed (s.a.v)

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Kur’an’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kur’an’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.”

Kaynak: Buhârî, Tevhîd 52; Müslim, Müsâfirîn 243. Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Salât 349; Tirmizî, Fezâilu’l–Kur’ân 13; İbni Mâce, Edeb 52.
Ravi: Âişe radıyallahu anhâ
Riyazü's Salihin - İmam Nevevi
Tercüme ve Şerh: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, Yrd. Doç. Dr. Raşit Küçük

"ALLAH Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur."

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“ALLAH Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden, bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur.”

Kaynak: Müslim, Zikir 89. Ayrıca bk. Tirmizî, Et’ime 18.

Var mı ALLAH 'tan yukarı, kabirden aşağı..? Toparlan ruhum gidiyoruz; sen yukarı, ben aşağı..!

Var mı ALLAH 'tan yukarı, kabirden aşağı..? Toparlan ruhum gidiyoruz; sen yukarı, ben aşağı..! Necip Fazıl Kısakürek

Kime ok atmayı öğrettiysem ilk bana nişan aldı.. Mehmet Akif Ersoy

Kime ok atmayı öğrettiysem ilk bana nişan aldı.. Mehmet Akif Ersoy

İnsanları; Kitaplar gibi düşünün ve kapaklarına bakıp aldanmayın. Asıl değerini okumaya başlayınca.. Hz.Mevlana

İnsanları; Kitaplar gibi düşünün ve kapaklarına bakıp aldanmayın. Asıl değerini okumaya başlayınca anlarsınız.. Hz.Mevlana

2013/01/29

Eğer, şehvetten vazgeçersen, bu dünyaya niçin geldiğini ve nereye gideceğini apaçık görürsün.. Mevlana

"Eğer, şehvetten vazgeçersen, bu dünyaya niçin geldiğini ve nereye gideceğini apaçık görürsün.." Mevlânâ Celaleddin Rûmi (k.s)

Dün çimen benim ayaklarımın altında idi, bugün üstümde bitiyor. Görmüyor musun? Toprak günahlardan başka.. Mevlana

Dün çimen benim ayaklarımın altında idi, bugün üstümde bitiyor. Görmüyor musun? Toprak günahlardan başka herşeyi örtüyor!... Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s)

Asıl namazı ruh kılar bedende ona eşlik eder. - Mustafa İslamoğlu

Asıl namazı ruh kılar bedende ona eşlik eder. - Mustafa İslamoğlu

"Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan Kıl, Soyumuzdan'da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir." Bakara 2/128

"Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan Kıl, Soyumuzdan'da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir." Bakara 2/128

Bu asrın felaketi şudur; İnsanların kalpleri var; Ancak kalpleriyle, kimi seveceklerini bilmemektedirler… Muhammed İkbal

Bu asrın felaketi şudur; İnsanların kalpleri var; Ancak kalpleriyle, kimi seveceklerini bilmemektedirler… Muhammed İkbal

Işınlanmak istiyorsanız seccadeyi serin! Her zerenizle "Allahu Ekber" deyin. - Sümeyye Yurtsever

Işınlanmak istiyorsanız seccadeyi serin! Her zerenizle "Allahu Ekber" deyin. - Sümeyye Yurtsever

"Herkes tarafından bilinen bir insan olmayı değil, Seni çok iyi bilen bir kul olmayı talep ediyorum."

"Herkes tarafından bilinen bir insan olmayı değil, Seni çok iyi bilen bir kul olmayı talep ediyorum."

"Söylenmedik söz kalmadı desem, o da söylendi... Yine Efendimiz söylesin sözün hasını..." "Ya hayır konuş, ya sus"

"Söylenmedik söz kalmadı desem, o da söylendi... Yine Efendimiz söylesin sözün hasını..." "Ya hayır konuş, ya sus"

Ayağınız kayar, elinizdeki ekmek düşer ve onu çöpe atarsınız. Saatlerdir ilerideki köşede aç bekleyen.. Muhammed Bozdağ

Ayağınız kayar, elinizdeki ekmek düşer ve onu çöpe atarsınız. Saatlerdir ilerideki köşede aç bekleyen küçük kediyi doyuracak bir ekmeğin sizi ve onu izleyen Sınırsız Şefkat tarafından elinizden alındığını bilmezsiniz.. ~ Muhammed Bozdağ

Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir tanesi dışında hepsi ateştedir. Hz. Muhammed (s.a.v) Ebu Davud, Tirmizi

Avf bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir tanesi dışında hepsi ateştedir." Sahabeler; O fırka kimlerdir, ey Allah’ın Rasulü? diye sordular. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yol üzere olanlardır, buyurdu." İbni Mace 3992, Ebu Davud 4597, Tirmizi 2779

"Nerede olursan ol, ALLAH’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap.." Tirmizî, Birr, 55.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Nerede olursan ol, ALLAH’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran." Kaynak: Tirmizî, Birr, 55. Diyanet İşleri Başkanlığı

Ele geçen şeyin tadı, tuzu, değeri, oraya varmak için çekilen yol zahmeti kadardır.. (Hz. Mevlâna)

"Ele geçen şeyin tadı, tuzu, değeri, oraya varmak için çekilen yol zahmeti kadardır. Çölün tozunu yutmayan, dilini dudağını çöl güneşinde çatlatmayan zemzemin lezzetini bilemez.. Ömür boyu hayalini kurmayan Kabenin kadrini tartamaz.. O halde önce yan ki su seni kandırsın, Acık ki ekmek damağında bir lezzet bıraksın. Özle ki bulduğunda gerçekten bulmuş olasın.." (Hz. Mevlâna)

Başkalarının hanımlarına iffetli davranın ki sizin hanımlarınız da iffetli ve namuslu olsunlar. (Hakim, Müstedrek, 4/154)

Bir şehirde namuslu bir aile varmış. Koca kuyumcu, kadın ise ev hanımıymış. Bir gün kadın her gün süt getiren erkek satıcıdan süt almak için kapı aralığından tenceresini uzatmış. Ama sütçü önceden yapmadığı bir şeyi yapmış. O gün kadının elini şehvetle tutuvermiş. Kadın tencereyi hemen bırakıvermiş. Sütçünün yaptığına çok üzülmüş. Kocası evine geldiği zaman ağlayarak, "Söyle bugün ne yaptın ki benim başıma böyle bir iş geldi?" diyerek olanı anlatmış.

Bunun üzerine adam şöyle bir itirafta bulunmuş: ''Hanım özür dilerim, bugün hiç yapmadığım bir işi yaptım. Bilezik almak isteyen bir kadın, 'takamıyorum bana yardım et' deyince, bileziği koluna takarken bunu sanki zor oluyormuş gibi geciktirerek yaptım ki, kolu bir iki saniye daha çok elimde kalsın. İşte senin başına gelenin sebebi budur.'' demiş.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurmuşlardır ki:

''Başkalarının hanımlarına iffetli davranın ki sizin hanımlarınız da iffetli ve namuslu olsunlar.''

(Hakim, Müstedrek, 4/154)

Kocasının yatağından uzaklaşan hiçbir kadın yoktur ki, dönünceye kadar meleklerin lanetinde olmasın.. Buhâri

Ebu Hureyre'den (r.a) rivayetle; Rasulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Kocasının yatağından uzaklaşan hiçbir kadın yoktur ki, dönünceye kadar meleklerin lanetinde olmasın. Eğer kocası ona sinirlenirse, Allah onun namazını, elini kocasının eline koyup onu razı edinceye kadar kabul etmez. Eğer kocasına haksız yere kızarsa, yedi kat yer ehli ve yedi kat gök ehli ona gazap ederler ve bu gazap ta arşa ulaşır!"

(Sahih Hadis-i Şerif - Kaynak: Buhâri 6/150 - Müslim 2/1059)

2013/01/28

Namazın Fazileti Ayetler ve Hadisler ışığında



Hadisler
NAMAZIN FAZİLETİ

2293 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim:

"Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?"

"Bu hal, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm:

"İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu."

Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, (666); Tirmizî, Emsâl 5, (2872); Nesâî, Salât 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174).

2294 - Sa'd İbnu Ebî Vakkas (radıyallâhu anh) anlatıyor: "İki erkek kardeş vardı. Bunlardan biri öbür kardeşinden kırk gün kadar önce vefat etti. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın yanında bunlardan birincinin faziletleri zikredildi. Bunun üzerine Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm):

"Diğeri müslüman değil miydi?" diye sordu.

"Evet, müslümandı ve fena da değildi!" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Öldükten sonra, namazının ona ne kazandırdığını biliyor musunuz? Namazın misali, sizden birinin kapısının önünde akan ve her gün içine beş kere girip yıkandığı suyu bol ve tatlı bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun üzerinde kir bıraktığını göremezsiniz. Öyleyse, siz ona namazının neler ulaştırdığını bilemezsiniz."

Muvatta, Kasru's-Salât 91, (1,174).

2295 - Ebü Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve:

"Ey Allah'ın Resülü, ben bir hadd işledim, bana cezasını ver!" dedi, Resülullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhissalâtu vesselâm yine sükut buyurdu. Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kılındı. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıkınca adam yine peşine düştü, ben de adamı takip ettim. Ona ne cevap vereceğini işitmek istiyordum. Efendimiz adama:

"Evinden çıkınca abdest almış, abdestini de güzel yapmış mıydın?" buyurdu. O:

"Evet ey Allah'ın Resülü!" dedi. Efendimiz:

"Sonra da bizimle namaz kıldın mı?" diye sordu. Adam:

"Evet ey Allah'ın Resülü!" deyince, Efendimiz:

"Öyleyse Allah Teâlâ hazretleri haddini -veya günahını demişti- affetti" buyurdu."

Buhârî, Hudüd 27, Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765); Ebü Davud, Hudüd 9, (4381).

2296 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında idim. Bir adam huzuruna gelerek:

"Ey Allah'ın Resülü, dedi, ben bir hadd (suçu) işledim, cezasını tatbik et!"

Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama (birşey) sormadı. Derken namaz vakti girdi. Resülullah'la birlikte o da namaz kıldı. Aleyhissalâtu vesselâm namazını tamamlayınca, adam yanına geldi ve:

"Ey Allah'ın Resülü! dedi, ben hadd (çeşidine giren bir suç) işledim. Bana Allah'ın Kitabını tatbik et!"

Efendimiz:

"Sen bizimle birlikte namazını eda etmedin mi?" diye sordu. Adam:

"Evet!" dedi. Efendimiz:

"Öyleyse git. Zîra Allah, senin günahını affetti" veya -hadd'ini affetti" dedi."

Buhârî, Hudud 17; Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765), Hudüd 24, (1696).

2297 - Âsım İbnu Süfyan es-Sakafi (radıyallâhu anh)'nin anlattığına göre, bunlar Selâsil gazvesine gitmişler. Fakat fiilen gazveye iştirak edememişlerdi. Bunun üzerine kendilerini Allah yoluna verdiler. Sonra Hz. Muâviye (radıyallâhu anh)'nin yanına döndüler. Hz. Muâviye'nin yanında Ebü Eyyüb el-Ensârî ve Ukbe İbnu Âmir vardı. Âsım:

"Ey Ebü Eyyüb! dedi. Bu sene gazveyi kaçırdık. Bize, (bunun telafisi için bir çare) haber verildi. Buna göre, kim dört mescitte namaz kılarsa, günahları affedilirmiş."

Ebü Eyyüb:

"Ey kardeşimin oğlu! dedi. Ben sana bundan daha kolayını haber vereyim. Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şu sözünü işittim: "kim emredildiği şekilde (mükemmel olarak) abdestini alır, emredildiği şekilde namazını kılarsa, önceden yapmış olduğu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur. " Ey Ukbe! (Resülullah'ın tebşiri) böyleydi değil mi?"

Ukbe: "Evet!" dedi."

Nesâî, Tahâret 108, (1, 90-91).

2298 - Ukbe İbnu Amir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: "Rabbin, koyun güden bir çobanın, bir dağın zirvesine çıkıp namaz için ezan okuyup sonra da namaz kılmasından hoşlanır ve AIIah Teâlâ hazretleri şöyle der:

"Benim şu kuluma bakın! Ezan okuyor, namaz kılıyor, yani benden korkuyor. Kasem olsun, kulumu affettim ve onu cennetime dahil ettim."

Ebü Dâvud, Salât 272, (1203); Nesâî, Ezân 26, (2, 20).

2299 - İmam Mâlik (radıyallâhu anh)'e ulaştığına göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: "İstikamet üzere olun. (Bunun sevabını) siz sayamazsınız. Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. (Zâhirî ue bâtînî temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mü'min riayet eder."

Muvatta, Tahâret 36, (1, 34); İbnu Mâce, Tahâret 4, (277).

2300 - Hz. Huzeyfe (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı herhangi bir şey üzecek olursa namaz kılardı."

Ebü Dâvud, Salât 312, (1319); Nesâî, Mevâkît 46, (1, 289).

2301 - Abdullah İbnu Selmân, Resülullah (aleyhissalâtu vesselam)'ın ashabından birisinden naklediyor: "Hayberin fethedildiğii gün bir adam Hz. Peygamber'e gelerek:

"Ey Allah'ın Resülü, bugün ben öyle bir kâr ettim ki böyle bir kârı şu vadi ahalisinden hiçbiri yapmamıştır" dedi. Efendimiz:

"Bak hele! Neler de kazandın?" diye sordu. Adam:

"Ben alıp satmaya ara vermeden devam ettim. Öyle ki üçyüz okiyye kâr ettim dedi. Aleyhissalâtu vesselâm efendimiz:

"Sana kârların en hayırlısını haber vereyim mi?" diye sordu. Adam:

"O nedir, ey Allah'ın Resülü?" dedi. Efendimiz açıkladı:

"(Farz) namazdan sonra, kılacağın iki rekattir."

Ebü Dâvud, Cihâd 180, (2785).

2302 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bana kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı."

Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1, (7, 61).

2303 - Rebî'a İbnu Ka'b el-Eslemî anlatıyor: "Ben Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkaca ihtiyaçlarını getirdim. Bana:

"Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu. Ben:

"Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim. Bana:

"Veya bundan başka birşey?" dedi. Ben:

"Hayır, sadece bunu istiyorum!" dedim.

"Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!" buyurdu."

Müslim, Salât 226, (489); Ebü Dâvud, Salât 312, (1320).

2304 - Ma'dan İbnu Ebî Talha el-Ya'merî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın azadlısı Sevbân (radıyallâhu anh)'a rastladım. Kendisine:

"Bana bir amel söyle de onu yapayım. Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun" dedim. -Veya şöyle demişti: "Dedim ki: "..Allah nezdinde en hayırlı ameli bana bildir."- Sevbân sükut etti. Sonra ben tekrar aynı şeyi sordum. O yine sükut etti. Ben üçüncü sefer sordum. Sonunda dedi ki:

"Aynı şeyleri ben de Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)a sormuştum. Bana şu cevabı vermişti:

Çokça secde yapman gerekir. Zîra sen secde ettikçe, her secden sebebiyle Allah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker." Ma'dan der ki: "Sonra Ebu'd-Derdâ'ya geldim. Aynı şeyi ona da sordum. O da Sevbân'ın bana söylediğinin aynısını söyledi."

Müslim, Salât 225, 226, (488, 489). Nesâî, Tatbik 81; Tirmizî, Salât 169, (388); İbnu Mâce, İkâmet 201, (1422-1424).

NAMAZIN EDA VE KAZASININ VÜCÛBU HAKKINDA

2305 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

"AIIah, kullarIna beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu:

"Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?"

"AIIah kullarına beş vakti -farz kıldı. " Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu."

Müslim, İman,10, (12); Tirmizî, Zekât 2, (619); Nesâi, Salât 4, (1, 228, 229) Bu metin Nesâî'dekidir.

Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizî, Kitâbu'I-İman'da mezkur, uzun bir hadis zımnında tahric ederler.

2306 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a Mi'râc'a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Sonra da şöyle hitap edildi:

"Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu söz değiştirilmez. Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin için elli vakit sayılacaktır."

Buhârî, Bed'ül-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menâkıbu'l-Ensâr 42; Müslim, İman 259, (162); Tirmizî, Salât 159, (213); Nesâî, Salât 1, (1, 217-223).

2307 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Allah, namazı peygamberinizin diliyle hazerde dört, seferde iki, korku halinde de dört rek'at olarak farz kılmıştır."

Müslim, Salât 5, (687); Ebü Dâvud, Salât 287, (1247); Nesâî, Taksir 1, (3,118,119).

2308 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Allah namazı (ilk defa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu."

Buhârî, Salât 1, Taksîru's-Salât 5, Menâkıbu'l-Ensâr 47; Müslim, Salâtu'-Müsâfarî.n 2, (685); Muvatta, Kasru's-Salât 8, (1,146; Ebü Dâvud, Salât 270, (1198); Nesâî, Salât 3, (1, 225).

2309 - Hz. Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Kurban bayramında kılınan namaz iki rek'attir, Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz iki rek'attir, sefer namazı iki rek'attir, cum'a namazı da iki rek'attir. Bunlar Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın lisanı üzere, tamamdır, kısaltma yoktur."

Nesâî, Cum'a 37, (3,111), Taksir 1, (3,118), İdeyn 11, (3,183).

2310 - Abdullah İbnu Fudâle, babası (Fudâle'den) naklen anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselam)'ın bana öğrettikleri arasında: "Beş vakit namaza devam edin!" emri de vardı. Ben: "Bu beş vakit, benim meşguliyetlerimin bulunduğu anlardır. Bana (bunların yerine geçecek) cami (kapsamlı) bir şey emret, öyle ki onu yaptım mı, benden beş vakit namaz borcunun yerine geçsin!" dedim. Bunun üzerine: "Öyleyse Asreyn'e devam et!" buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum. "Güneş doğmazdan önceki namazla güneş batmazdan önceki namaz" buyurdu."

Ebü Dâvud, Salât 9, (428).

2311 - Sebretü' bnu Ma'bed (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün."

Ebü Dâvud, Salât 26, (494); Tirmizî, Salât 299, (407).

Tirmizî'nin rivayetinde "Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün" şeklindedir.

2312 - Amr İbnu'l-Âs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın."

Ebü Dâvud, Salat 25, (495, 496).

2313 - Onun bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Resülullah'a bundan (namazın çocuğa ne zaman emredileceğinden) sorulmuştu:

"Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazı emredin" buyurdu."

Ebü Davud, Salât 26, (497).

2314 - İbnu Ömer (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) beni Uhud savaşı sırasında teftiş etti. O zaman ondört yaşında idim, savaşa katılmama izin vermedi. Hendek savaşı sırasında da beni gördü, o zaman ben onbeş yaşında idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi."

Nâfi' der ki: "Ben Ömer İbnu Abdilaziz'e uğradım, o zaman halife idi. Kendisine bu vak'ayı anlattım. Bana:

"Bu (onbeş yaş) çocukla büyüğü ayıran hududdur" buyurdu. Valilerine yazarak, onbeş yaşına basanları mükellef addetmelerini, daha küçükleri âile efradından saymalarını emretti."

Buhârî, Şehâdât 18, Megazî 29, Müslim, İmâret 91, (1868); Tirmizî, Cihâd 31, (1711); Ebü Dâvud, Hudud 17, (4406, 4407); Nesâî, Talâk 20, (6,155).

2315 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur."

Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât 131, (178); Ebü Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294).

2316 - Buharî ve Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Sizden biriniz namaz sırasında yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmiş (ve unutmuş) ise, hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Zîra Allah Teâlâ Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Beni anmak için namaz kıl!" (Tâ-hâ 14).

Buhârî, Mevakîtu's-Salât 37; Müslim, Mesâcid 314, (684); Tirmizî, Salât 131, (178); Ebü Dâvud, Salât 11, (442); Nesâî, Mevâkît 52, 53, (2, 293, 294).

2317 - Ebü Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah'la beraber bir gece boyu yürüdük. Cemaatten bazıları:

"Ey Allah'ın Resülü! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular. Efendimiz:

"Namaz vaktine uyuya kalmanızdan korkuyorum" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Bilâl: "Ben sizi uyandırırım!" dedi. Böylece Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) mola verdi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilâl de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı.

Güneşin doğmasıyla Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) uyandı ve:

"Ey BiIâI! Sözün ne oldu?" diye seslendi ve Hz. Bilâl: "Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi" diyerek cevap verdi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"AIIah Teâlâ Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, dilediği zaman geri gönderir. Ey BiIâI! Halka namaz için ezan oku" buyurdu. Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2318 - Bu hadis Ebü Dâvud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Güneşin harareti onları uyandırınca kalktılar, bir müddet yürüdüler, sonra tekrar konaklayıp abdest aldılar. Hz. Bilâl (radıyallâhu anh) ezan okudu. Sabahın iki rekatlik (sünnet) namazını kıldılar, sonra da sabah namazını (kazaen) kıldılar. Namazdan sonra hayvanlara binip yola koyuldular. Giderken birbirlerine: "Namazımızda ihmalkârlık ettik" diye yakınıyorlardı. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Uyurken (vâki olan namaz kaçması) ihmal sayılmaz, ihmal uyanıklıktadır. Sizden biri, herhangi bir namazda gaflete düşer kaçırırsa, hatırlayınca onu hemen kılsın. Ertesi sabahın namazı da mütad vaktinde kılınır" buyurdu."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294- 298), İmâmet 47, (2,106).

2319 - Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Namaz(ın kaçmış olmasın)dan korkarak kalktık, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Ağır olun, ağır olun, bunda bir taksiriniz yok!" buyurdu. Güneş yükselince de:

"Sizden kim sabahın iki rekat sünnetini (mütad olarak) kılıyor idiyse yine kılsın" dedi. Bu emir üzerine kılan da, kılmayan da kalkıp sünnetini kıldı. Sonra Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için kâmet emretti. Kâmet getirildi. Efendimiz kalktı ve bize namaz kıldırdı. Namaz bitince:

"Haberiniz olsun, AIIah'a hamdediyoruz ki, bizi namazımızdan, dünyevî işlerimizden herhangi biri alıkoymuş değildir. Ancak ruhlarımız AIlahu Teâlâ'nın kabza-i tasarrufundadır, dilediği zaman onu salar. Sizden kim sabah namazına, sabahleyin mütad vaktinde kavuşursa, sabah namazıyla birlikte bir mislini de kaza etsin!" dedi."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2320 - Ebü Dâvud, Tirmizî ve Nesâî'nin bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şunu bilin ki, uykuda ihmal sözkonusu değildir. İhmal lyani taksir), diğer bir namazın vakti girinceye kadar namazını kılmayan için mevzubahistir."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2321 - Müslim'in Ebü Hüreyre'den kaydettiği bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "...Güneş doğuncaya kadar uyanmadı. Resülullah (aleyhissalatu vesselâm):

"Herkes bineğinin başından tutsun (ve burayı terketsin). Zîra burası bize şeytanın musallat olduğu bir yerdir!" dedi. Biz de emri yerine getirdik."

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435-441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294- 298), İmâmet 47, (2,106).

2322 - Ebü Dâvud'un Ebü Hüreyre'den kaydettiği bir rivayette şöyle denmiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam):

"Size gaflet gelen bu yeri değiştirin!" buyurdu.

Buhârî, Mevâkît 35, Tevhîd 31; Müslim, Mesâcid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salât 25; Ebu Dâvud, Salât 11, (435 - 441); Tirmizî, Salât 130, (177), Tefsir, Tâ-hâ (3162); Nesâî, Mevâkît 53, 54, 55, (1, 294-298), İmâmet 47, (2,106).

2323 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi. Ancak güneş doğuncaya -veya bir kısmı ufuktan çıkıncaya- kadar uyanamadı. (Uyanınca) namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu orta namazdır (Salâtu'l-Vustâ)."

Nesâî, Mevâkît 55, (1, 299).

2324 - İmam Mâlik, Zeyd İbnu Eslem'den naklen anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Muhakkak ki, Allah, ruhlarımızı kabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan başka bir vakitte iade eder."

Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle söyledikten sonra Hz. Ebü Bekri's-Sıddîk (radıyallâhu anh)'a yönelerek:

"Şeytan (bu gece) namaz kılmakta iken Bilâl'e geldi ve onu yatırdı. Uyuması için bir çocuk nasıl sallanarak avutulursa öylece onu da sallayarak uyuttu" dedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sonra Bilâl'i çağırdı. Gelince Bilâl, Resülullah'a onun Hz. Ebü Bekr'e anlattığının tıpkısını haber verdi. Hz. Ebü Bekr bu işittikleri karşısında: "Şehadet ederim ki, sen Allah'ın Resülüsün!" demekten kendini alamadı."

Muvatta, vukütu's-Salât 26, ( 1.14-15).

2325 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer, Hendek savaşı sırasında bir keresinde güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kafirlerine küfretmeye başladı ve bu meyanda: "Ey Allah'ın Resülü dedi, güneş batmak üzereyken ikindi namazını (güç bela) kılabildim." Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Vallâhi ikindiyi ben kılamadım!" dedi. Beraberce kalkıp Butha'ya gittik. Orada Efendimiz abdest aldı, biz de abdest aldık. Güneş battıktan sonra ikindiyi kıldı, sonra da akşamı kıldı."

Buharî, Mevâkît 36, 38, Ezân 26, Salâtu'l-Havf 4, Megâzî 29; Müslim, Mesâcid 209, (631); Tirmizî, Salât 132, (180); Nesâî, Sehv 105, (3, 84, 85).

2326 - İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Müşrikler Hendek günü Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı fazlaca meşgul ederek dört vakit namazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah'ın dilediği bir müddet geçinceye kadar onları kılamadı. Sonra Bilâl (radıyallâhu anh)'e emretti, o da ezan okudu. Sonra kâmet getirdi. Resülullah öğleyi (kazâen) kıldı. (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi, Resülullah ikindiyi kıldı. Sonra (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi. Resülullah akşamı kıldı. Sonra (Bilâl yatsı için) kâmet getirdi ve Resülullah yatsıyı kıldı."

Tirmizi, Salât 132, (179); Nesâî, Mevâkît 55, (1, 297, 298).

2327 - Nâfi' anlatıyor: "Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)'e baygınlık gelmiş ve aklı gitmişti. (Bu esnada kılamadığı) namazı kaza etmedi."

Muvatta, Vukût 24, (1,13).

İmam Mâlik der ki: "Doğruyu Allah bilir ya, bana göre bu şundan ileri gelir: "Vakit çıkmıştır. Ama vakit içinde ayılan, o vaktin namazını kılar.."

2328 - Yine Nâfi' anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) dedi ki: "Kim bir namazı unutur ve bunu imamın arkasında namaz kılarken hatırlarsa, imam selamı verince unutmuş olduğu namazı hemen kılsın, sonra da öbür namazı (kıldığını yeniden) kılsın."

Muvatta, Kasru's-Salât 77, (1,168).

2329 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'in anlattığına göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işitmiştir "Kişiyle şirk arasında namazın terki vardır."

Müslim, İman 134, (82); Ebü Dâvud, Sünnet 15, (4678); Tirmizî, İman 9, (2622). Metin Müslim'in metnidir.

Tirmizinin metni şöyledir: "Küfürle îman arasında namazın terki vardır."

2330 - Tirmizî ve Ebü Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Kulla küfür arasında namazın terki vardır."

Tirmizî, İman 9, (2622); Ebü Dâvud, Sünnet 15, (4678); İbnu Mâce, Salât 77, (1078).

2331 - Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer."

Tirmizî, İman 9, (2623); Nesâî, Salât 8, (1, 231, 232); İbnu Mâce, Salât 77, (1079).

2332 - Abdullah İbnu Şakik merhum anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Ashâb'ı ameller içerisinde sadece namazın terkinde küfür görürledi."

Tirmizî, İman 9, (2624).

2333 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İkindi namazını kaçıran bir insanın (uğradığı zarar yönünden durumu), malını ve ehlini kaybeden kimsenin durumu gibidir."

Buhârî, Mevâkît 14; Müslim, Mesâcid 200, (626); Muvatta, Vukütu's-Salât 21, (1,11,12); Ebü Dâvud, Salât 5, (414, 415); Tirmizî, Salât 128, (175); Nesâî, Salât 17, (1, 238).

2334 - Ebü'l-Melih (rahimehümullah) anlatıyor: "Biz bulutlu bir günde Büreyde (radıyallâhu anh) ile bir gazvede beraberdik. Dedi ki: "İkindi namazını erken kılın, zîra Resülullah (aleyhissalâtu vesselam): "Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gider" buyurdu."

Buhârî, Mevâkit 15, 34; Nesâî, Salât 15, (1, 236).

İnsan, yedikleriyle değil; Duydukları, gördükleri ve okuduklarıyla beslenir. | Mehmet Deveci |

İnsan, yedikleriyle değil; Duydukları, gördükleri ve okuduklarıyla beslenir. | Mehmet Deveci |

ALLAH'ı seven bir kalp, o yolda yorulmayı da sever. Hasan Basrî Hz.

ALLAH'ı seven bir kalp, o yolda yorulmayı da sever. Hasan Basrî Hz.

Bir günah işleyeceğin zaman dur!!! Önce kendini dene.. Yak bakalım kibriti dayanabiliyormusun ateşe..? İmam Gazali Hz.

Bir günah işleyeceğin zaman dur!!! Önce kendini dene.. Yak bakalım kibriti dayanabiliyormusun ateşe..? İmam Gazali Hz.

Kulun, konuştuğunda “İnşâALLAH” demesi, İmânın mükemmelliğindendir. Hadîs-i Şerîf [Sünen-i Tirmizi]

Kulun, konuştuğunda “İnşâALLAH” demesi, İmânın mükemmelliğindendir. Hadîs-i Şerîf [Sünen-i Tirmizi]

Çocuklarınıza zengin olmayı değil, mutlu olmayı öğretin!

"Çocuklarınıza zengin olmayı değil, mutlu olmayı öğretin! Böylece, hayatları boyunca sahip oldukları şeylerin fiyatını değil, kıymetini bilirler..."

Ahireti istiyorsanız, kitap okumalısınız. Hem dünyayı hem ahireti istiyorsanız, kitap okumalısınız... - Hz. Ali (r.a)

Dünyayı istiyorsanız, kitap okumalısınız. Ahireti istiyorsanız, kitap okumalısınız. Hem dünyayı hem ahireti istiyorsanız, kitap okumalısınız... - Hz. Ali (r.a)

İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın.. Sadi Şirazi

İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın! Şeyh Sadi-i Şirazi

“Selam Olsun ALLAH’ın Ayetlerine İnananlara.” (6/Enâm Suresi 54)

“Selam Olsun ALLAH’ın Ayetlerine İnananlara.” (6/Enâm Suresi 54)

Değil mi ki isteğe yaklaşınca, istememeyi istemek artık imkansızlaşır. Bu yüzden değil mi Rabbim.. Nazan Bekiroğlu

"Değil mi ki isteğe yaklaşınca, istememeyi istemek artık imkansızlaşır. Bu yüzden değil mi Rabbim, Senden gelen yasaklar 'yapma' ile değil 'yaklaşma' emri ile başlar..." - Nazan Bekiroğlu

Ben bi pazar'dan sonra pazartesini Bir de azar'dan sonra özür dilenmesini hiç sevmedim! Ahmet Özhan Uygun

Ben bi pazar'dan sonra pazartesini Bir de azar'dan sonra özür dilenmesini hiç sevmedim! |Ahmet Özhan Uygun

"Bir kitap intihar ediyor... Sen televizyonda her dizi izlediğinde..."

"Bir kitap intihar ediyor... Sen televizyonda her dizi izlediğinde..."

Evli erkeklerin yapması gerekenler.. Tavsiyeler..

♥. Evinden çıkarken hanımına Allah’a ısmarladik diyerek çık. Onun gönlünü hoş tut!
♥. Pencerelerden yolunu gözletme, vakitlice evine gel!
♥. Dışarıda yediginden içtiginden evine de getir!
♥. Haniminin kusurlarini baskalarina anlatma, güzelliklerini an!
♥. Evini harçliksiz birakma, onlari kimseye muhtaç etme!
♥. Is hayatinin sıkıntılarını eve yansitma! Evde sevinç olsun.
♥. Dügüne yada gezmeye gittiginde mümkünse hanimini da götür!
♥. Evine geldiginde selamla ve güler yüzle gir ki, ev halki senin geldigine sevinsin.
♥. Evini Kuran’siz, kitapsiz ve namazsiz birakma! Sabah namazina kalktiginda ev halkini da kaldir ki, rahmet ve bereket gün boyu sizinle olsun.
♥. Gayretli ol, kiskanç ol! Ancak tecessüs etme, su-i zan ile hareket etme! Ayip ve kusur arastirmakla mesgul olma!
♥. Insafli ol; haniminin gücünün yetmeyecegi isleri ondan bekleme. Gerekirse ona yardim et.
♥. Kararlarinda haniminla da istisare etmeyi unutma!
♥. Beklenmedik anlarda sürpriz hediyelerle gönül almasini bil!
♥. Dünya evine girmek, dünyaya dalmak olmamali; Ahiretini unutma! Din, vatan ve insanlik için çalismayi terk etme!
♥. Sunu bil ki, az olan helal kazanç, çok olan haram kazançtan hayirlidir. Haram lokma yeme, hanimina ve çocuklarina da yedirme!
İKİ CİHANDA SAADETLER DİLERİZ...

Arsız güçlü olunca, haklı suçlu olurmuş... Türk Atasözü

Arsız güçlü olunca, haklı suçlu olurmuş... Türk Atasözü

"Herşeyin bir yolu vardır, Cennetin yolu da ilimdir." [İbni Ömer (r.a.)]

"Herşeyin bir yolu vardır, Cennetin yolu da ilimdir." [İbni Ömer (r.a.)]

Biri çıkıp da “Ölmeden önce yapılacak bir şey” diye başlık atıp Altına “Ölmeden önce, ölünüz” Hadîs-i Şerîfini yazmaz…

Ölmeden önce yapmanız gereken on şey, yüz şey Gibi listeler çok yerde karşınıza çıkar ya da çıkmıştır. Yeme, içme, gezme, görme vs. listelerde hep bunlar olur… İlginç ve anlamlı olan şu ki, Biri çıkıp da “Ölmeden önce yapılacak bir şey” diye başlık atıp Altına “Ölmeden önce, ölünüz” Hadîs-i Şerîfini yazmaz… | İbrahim TENEKECİ |

"Allah'ım efendimiz Muhammed'e ve onun âline, yağmur taneleri sayısınca salât eyle."

"Allah'ım efendimiz Muhammed'e ve onun âline, yağmur taneleri sayısınca salât eyle.
Allah'ım efendimiz Muhammed'e ve onun âline, ağaçların yaprakları sayısınca salat eyle.
Allah'ım efendimiz Muhammed'e ve onun âline, denizlerin köpükleri sayısınca salat eyle.
Allah'ım efendimiz Muhammed'e ve onun âline, nehirler adedince salat eyle.
Allah'ım efendimiz Muhammed'e ve onun âline, ıssız çöl ve sahralar sayısınca salat eyle.
Allah'ım efendimiz Muhammed'e ve onun âline, dağlar ve taşların ağırlığınca salat eyle."
Amin Velhamdülillahi Rabbil alemin.

"Rabbim! Başkası yaratılmıştır sen yaradansın; Başkası devamsızdır sen daimsin ve daim eyleyensin. "

"Rabbim! Başkası yaratılmıştır sen yaradansın; Başkası devamsızdır sen daimsin ve daim eyleyensin. Hayrlarımızı daim eyle. Senden başkasına muhtaç eyleme bizi."

Sen ki, bir dağ yanında, ne kadar da cücesin.. Haddini bilmen için daha Kur’ân ne desin!.. ~ Cengiz Numanoğlu

Ayet diyor ki; Eğer, dağa inseydi Kur’ân; Paramparça olurdu dağ ALLAH korkusundan… Hangi insan durup da, ibret almaz ki bundan? Sen ki, bir dağ yanında, ne kadar da cücesin.. Haddini bilmen için daha Kur’ân ne desin!.. ~ Cengiz Numanoğlu

En Son Eklenen Sözler